30 Aralık 2013 Pazartesi

gerçek bir adamı sevmeden okunmaması gereken şiir.


şarap tortularını izlemek lazım
sigara dumanının hangi yöne
ne şekilde ilerlediğini
bir adamın ellerine dikkat etmek lazım
bir kadınınkinden söz etmiyorum
bir adamın elleri önemlidir
ellerini masada nasıl tuttuğu
bir kadınınkinden söz etmiyorum
kahverengi bir göz
mavi bir gözden daha derin bakabilir
renklerin önemsizliğini fark etmek gerekir
bir gözün harelerinin nasıl oluştuğu ve
bir adamın konuşurken dudaklarının aldığı şekil
bir kadınınkinden söz etmiyorum
dibini görmediğin suda yüzebilme cesareti
ve bir adamın gözlerindeki harelerin nasıl
yerleştirildiği tanrı tarafından
biraz bunları konuşmak istiyorum
mavi olması bir tutulma sebebidir çoğu zaman
yahut yeşil
neden bilmiyorum
tanrıyla bunu hiç konuşmadım
renklerin önemsizliğinden ge'ne
farklı bir şey söylemiyorum
mavi olduğu için değil
yeşil olduğu için değil
derinliğinden
belki de sevdiğim tüm adamların gözleri
toprak gibidir
mavi yahut yeşil
sadece bir bakma biçimidir
bir kadınınkinden söz etmiyorum
yinelemek isterim
bu gözleri
böylesine derin olan adamlar
çoğunlukla yürekleriyle konuşurlar
onun sesine kulak vermek gerekir
her kadın bu sesi duyamaz
bu bir konuşma biçimidir,
susan adamların yanında
soru sormadan oturarak öğrenilir.
babasını kaybetmiş bir adamla
kaybetmemiş bir adam aynı değildir
kadınlardan söz etmiyorum
ikisi aynı şey değildir.

çok şey yazıldı bunun için
galiba şimdi
şarap tortularını izlemek için
biraz uzaklaşmak istiyorum
biraz sevdiğim adamları tartmak
biraz yok etmek
biraz yeniden yaratmak istiyorum
elde var sigara dumanı
yönleri çok karışıktır bak
ama ben öğrendim nerelerde nereye saptıklarını
sevdiğim bir adama bunların hepsini öğretmek istiyorum
gerekirse ömür boyu susmak
ve yanında oturmak istiyorum
bir kadından söz etmiyorum.




26 Kasım 2013 Salı

ÜZÜL, GEÇMEZ!



zaman geçer
geçmiş geçer
bir an var ki
geçmiş denmez
ayıp!
şimdi ile 
şimdinin arasında ne varsa
orada asılı durur,
zaman geçer!

sen gittim sanıyorsun
geçtim sanıyorsun
bir an var ki
dua ettiğim 
nefret ettiğim
her detayı 
her çizgiyi ve dahi 
her yarayı
hatırladığım yerdir o

orası yüzün
orası gözün
sen 
oralardan geçtim sanıyorsun
yanılıyorsun!


-enkötüsüyüzündekiheryarayıezberebiliyorum!

zaman geçer
geçmiş geçer
yüzün geçer önümden
içim geçer...

duvara bi' çizgi çektin
eski evin kapısına çok yakın
bir duvardı o 
ortada bir yerdi o 
çamaşır odasıyla şimdilik alakası yok
o çizginin ortasına parmağını koydun
burdayım işte! dedin
sağını solunu geçmiş yaptın
gelecek yaptın... 
bu ne hüner genç, çocuk!
her ne isen adam!
burdayım dedin!

ama orada konuşmadık ki hiç

(konuşmadık ki hiç!)

ne kapıya yakındın

ne yatak odasına

senin şimdi dediğin yer 

işte böyle basit bir duvar muamması 


duvarlar geçer
üstünden astarlar
boyalar da geçer
yeni kiracılar gelir
eski sevgililer yalnız 
artık kendi evine yabancı
kendi sokağından evinin camlarını
kesip
bir sigara yakıp öylece geçer

Boşluk!

ayaküstü yarım bir hesaplaşmada
bir adam da hayatında yarım kalsın dersin
söylediğini bilmezsin sen 
içinde yarım vardır
yarım sende kalır

söz geçer
yüzün 
gözün geçer

bu nasıl bir azlıktır ki 
geçer dedikçe çoğalır
mahvedip,
talan edip geçer!

sen, hayatımda yarım kalmakla
öğünen adam
sen yarı çocuk yarı adam!
bu nasıl hünerdir
oruç tutup sevilince kadın
nefsine mi sözün geçer

burası bir soru değil,
yokluk!

bunlar hep acıdır cancağızım...
acıtır!
zaman geçer
geçmiş geçer

''üzülme, geçer!'' 
diyenler de bulunur elbet
iç geçirip ardından
ezbere iki kelime 
söyleyip de geçenler 
bilmiyorlar ki 
ölüler nasıl yaşar

sessizlik! biraz duralım 
bu hançer acısını ezber geçicem
                                 demem o ki                                                                         demem o ki- ben hep içimden sana,
o'na 
ve içimdeki bütün kadınlara
çocuklara ve dahi adamlara,
sessizce tekrar eder sayıklarım             üzül, geçmez! 








9 Kasım 2013 Cumartesi

*tenin kokusu eskimez için şiir.




adının baş harfi eskir 
çok fazla sana seslenirse biri


seslenmek eskir




seslenmek grileşir
seslenmek sessizleşir 
çok fazla sana seslenirse biri

*tenin kokusu eskimez

çok fazla duyarsan 
çok fazla sana seslenirse biri
hafızan diriltir
aynı sesin sana git dediği vakti

sana yönelmesi sesin
hep yenidir
ortak bir harfine tutunup adının
her kime seslenirken sana yönelir
bu artık eski bir şeydir
belki bize artık yeni acılar gerekir

*tenin kokusu eskimez
bu iyidir

sevmek dediğin şey 
biliyorum
böyle bir şey değildir

bu acı ve çoğunlukla 
fazlaca özlem barındırır
kötüdür diyemeyiz cancağızım 
belki varlığından bile iyidir

gözler bile eskir
çok fazla konuşmuşsan onlarla 
gözlerin eskir
gözlerin grileşir
gözlerin sessizleşir

*tenin kokusu eskimez

sana gelmek hep yenidir
eski olan sevmek
inanılmayan,
karşılaşınca tanınmayan
bir bar önü lakırdısı

hüneri budur sevmenin
bir tür görünmezlik şakası 
her şiir biraz fantastiktir çağına göre
bu hepsinden iyidir

sevmek dediğin şey 
biliyorum böyle bir şey değildir

bu acı ve çoğunlukla
fazlaca özlem barındırır
kötüdür diyemeyiz cancağızım 
belki yokluğun her şeyin başı
ama 
yokluğun varlığından sonra 
boşlukta bir iniltidir

her şey eskir ve değişir
gittiğimiz çay bahçesinde 
artık hiçbir şey yerli yerinde değildir

adının baş harfine gerek yok
gözlerin eminim hala aynı renktedir

bu şiir yalnızca bir bahanedir

-her şey eskir,
tenin kokusu eskimez.
 içindir.








1 Kasım 2013 Cuma

a ile başlayan şey adlı.

sus


senin anladığın aşk değil bu çocuk, 
dedin mi her bilmeyene, aldın mı karşına, böyle anlattın mı da, sen kimsin çocuk, 
çocuğa çocuk dersin?

bağ

Hiç durmadan yazmak istiyorum, pekâlâ hiç durmadan sevmek. Birisi olurken, diğeri olmuyor. Şimdilik hiç durmadan seviyorum.

27
hazır ol, bi'saat çalacağız şimdi zamandan sevgilim, güya azalacak şiddeti sevgimizin.

du


**zamanların içinde saklı sabırlar ve serzenişler.

a ile başl...

Eğer dengeni bulamazsan, orada durabilirsin. Bu böyledir.



Acı diye bi' olgu olmasaydı, acı çekiyoruz diyemezdik. Ama illa bir şey diyeceksek özlem derdik buna. Derdik ve ge'ne muğlak sessizlik olurdu.

1.

Tenin kokusu eskimez.

Misal

Bi'ses duyuyorsun. Dışarıdan ya da içeriden. Sonra devam etmiyor ses. Yatıp uyuyorsun. Seni hatırlamak da böyle bir şey oldu artık.
CD 

çarşaflar, kırışık olduklarında çarşaftırlar.
şarkılar, dilini bilmesen de şarkıdırlar.
hediyeler, hep verildikleri günü uzun uzadıya anlatır dururlar.
Haklıdırlar!

a

çok yakın olursan gökyüzüne, artık şiirlerinde gökyüzünden bahsetmezsin.

giz

can yaktıysan, bi'gün canın yandığında tadını çıkar, yaşattığını hissetmek seni bulutlara taşıyacak, hediye gibi, bir tür seyahat.

2.

saatlerin de bir bildiği var.
-
büyük keyiftir şimdi ayrı kalmak, oruç tutmak çok eski bir benzetmedir, bir bar önü lakırdısı.
--
gelseydin iyi olurdu, dururdu melodinin en baba yeri, susardı şarkı, biz konuşurduk. İyi olurdu.
---
olsaydın, sarılırdık ayrı geçen yüzyılımıza, günlere ve aylara. Olsaydın, iyi olurdu.

*

kelimeyle olcak iş değil, cümleler gerek.

***
eskiden olsa yeterdi olmaman, şimdi ise bize daha fazlası gerek, susmanın dışında bir intikam, daha sıradan.


-PUS

İnsan, söylemeden anlaşıldığı an'ından öpmek istiyor karşındakini, alnından değil çoğu zaman.Anlar önemli,en az anılar kadar. Alınlar belki.

BAŞLIĞA DÖN

Ben seninle çok derin kesilmişim, haberim yokmuş. Artık biliyorum.




7 Ağustos 2013 Çarşamba

Öyle bi' gitmişim ki hayatından, dönersen çok ayıp olur. Anlıyorum.





Umutlarına ortak olmuştum bir masada, inanmıştım bir odadan diğerine geçerken anlattığın hikayenin gerçek olacağına.
Uyanır uyanmaz bahsettiğin her şeye.
Şimdi, hepsi gerçek oldu.
Ben yokum.
Ben hiçlikte vardım , bütün varlığımla.

Ve evet, hiçlikte olmaktan hala büyük bir haz duyuyorum.
Yoklukta, ümitsizlikte ve kimsenin gözlerinin ne kadar güzel olduğunu fark edemeyeceği bir zamanda vardım ben.
Çay bahçelerinde içilen çaylara vardım ben.
Evde hazırlanan kahvaltılara, hesap ödenirken hesaplanan yol paralarına.
Tütün sardığın, kiranı denkleştirmek için oturup düşündüğün zamanlara, hiçkimseyle konuşmadan evden çıkmadığın günlere vardım ben.
Evet, şimdi yokum.

İnsanoğlu bu hayatta her şeyi kaldırır cancağızım, ölüm ve ayrılık dahil.
Tek kaldıramadığı şey vardır: sonradan gelen -ne varsa.


Ben vardım evet.
Şimdi yokum.
Sen de haklısın.
Her şeye varken ben, tüm varlığımla öyle bi'gitmişim ki hayatından, dönersen çok ayıp olur.
Anlıyorum.
Hem tüm dünya senin gibi hissediyorsundur artık.
Tüm kadınlar, arkadaşlar ve yine dünya.
Çok haklısın.
Hepsi senin.
Hepsini böl, topla çarp çıkar.
Senin matematiğin iyidir.
Her gece yap bunu.
Sonuca ulaşamayınca zevk alırsın sen, bilirim.
Bu özelliğinin hala değişmediğine eminim.
Dediğim gibi hepsini böl , topla çarp çıkar.
Hem canın sıkılmaz geceleri.

Ben şimdi yokum.
Olmayayım da zaten.












29 Haziran 2013 Cumartesi

Su İçerken Ölen Arılar




Gözlerin hala yeşilse,
Sana söylemek istediğim birkaç şey var...
Sigaraları boşver,
Tütüne başlamışsın ben yokken,
Kafanı toparlamak için vakit yaratır bu sana,
Mantıklı.
Uzun sohbetlerine bir el oyalanması bu, şahane.
İki eylemden birini bozmamak için bile susar karşındaki
Yine sen, 
eskiden sevdiğin yerde olmamanın hazzıyla yeni masalar bul kendine,
verdiğin saatte gelmezse kalbini hatırlatan kadın,
en fazla beş dakika daha bekler gidersin.

Söyleyeceğimden çok uzakta dolanır cümlelerim,
bilirsin.
Yönleri değişir,
gizleri değişir,
sen anlarsın.
Ölmeye geleceğiz daha...
Yapma,
seversin.

Su içmek istedik beraber seninle
Birimiz fazla içmek istedi hepsi bu
Sonuçta öldük,
beraber!
Kim daha fazla içmek istediği için öldük
bütün otopsiler kadar gereksiz bir soru

Sonuçta öldük,
beraber!
Hepsi bu.

Saçların hala kıvırcıklaşıyorsa,
ve alabildiğine beyazlıyorsa, 
sana söylemek istediğim birkaç şey var...

Geceler ve gündüzler önemli,
ve gerçek düşlerin hangi halde görüldüğü...

S.ktir et ya da! 

İki arı gördüm bugün
Su içerken ölmüşler.







24 Nisan 2013 Çarşamba

Rahat edemezsen, gel.





Göğsümde uyumaktansa, harflerimin salıncağında uyumak daha cazip geliyor biliyorum. Zira cümlelerim hiçbir yere gitmez, hep orada durur. Sana yazılmıştır ve senin yatağın, o değişmeyen güzel salıncağın olur. Ben bi' gün gidermiş gibi dururum hep, onu da biliyorum. Bir cümle kadar sabit duramadığım için özür diliyorum.

Hiçbir kadın, sana yazılmış bi' cümle kadar ikna edici olamaz.Bunu daha iyi biliyorum. Hadi, uyuyalım artık! Sabah oldu... Sana temiz harfler ve imgeler getirdim...Bak, buraya koyuyorum.

Rahat edemezsen, gel.



9 Şubat 2013 Cumartesi

Her şey değişir.






Eskiden olsa, şu an n'aptığını, evin hangi köşesine kadar yürüyüp, neresinde yolundan vazgeçip bi'şey almak için içeri geri döndüğünü, tam da şu an, evin hangi köşesinde oturduğunu tahayyül edebilirdim. 

Şimdi ise tam da şu anda n'aptığını düşündüğümde, gözümün önüne gelen ''sen'' bile sanki senin bir kopyan, senin yerine geçmiş bir yabancı gibi. Çünkü sen, artık düşümde bile ''sen'' değilsin, yazık. 

Saçların bile yeterince dağınık değil, hele o çok üşüyen ayakların, onlar bile çıplak! Kokun hiç yokmuş gibi. Evin yerleri, pencereleri artık tahta değil, hiçbir şey eskisi gibi değil.

Bi'fenalık var artık gözlerinin içinde, bunu herkes göremez. Görmesinler de zaten. Bu yüzden kapatıyorum şimdi gözlerimi, zira uyanıkken görülür gerçek düşler sevgilim, hep söylediğimiz gibi. 

Ama sen, bil, duy, öğren ki başka birisin artık, düşlerde bile güzelleşemeyen biri.