29 Ocak 2012 Pazar

"yanmak; yanmadan,yakmadan anlatilmaz.ve yakilan asla yakan tarafinca hatirlanmaz."

insanlar geliyorlar.devamli insanlar geliyor.oturuyor ve gidiyorlar.
hava soguk diye insanlar yanlarinda mutlaka birini aliyorlar.bazilari cok usuyor demek ki cok kalabalik geziyorlar.birbirlerinin gozlerinin icine bakmayan insanlar bunlar.bir insan gozune bakilarak isinilacaginin henuz kesfedilemedigi bir cagda yaşıyor gibiler sanki.yuzyuzeler ama cok fazla usuyorlar.

yan masamda genc bir adam yalniz.
tutunlerini almis karsisina onlara yanmayi anlatiyor.

"uzulmeyin.." diyor. "yanmak kotu degil." 
"nefes olmak guzel.tutun olsaydim guzel.yanmak icin yasardim o zaman.bu guzel."

ama tutunleri hic konusmuyor.oylece duruyorlar karsisinda.

"ama insaniz biz " diyor genc adam.
"yanmayi seviyoruz da.boyle yanmasak daha guzel."
"nefes olamiyoruz yaninca.dert oluyoruz adama.efkar alamiyoruz yalan da olsa.
nefes alamiyor baska bir insan,bir insan yaninca."
"yanmak guzel de.insan olunca,yanma diyoruz.yasamak diri diri guzel.yanma..."

tutunlerin onu anlamadigini dusunup sinirlenip kalkmaya yelteniyor genc adam.
bu kadar sessiz kalamazlar diyor kendi kendine.bir sey demeliler! en azindan tek bir kelime...
"hem bakin insan yaninca bu kadar sessiz de kalamiyor."demeye kalkiyor ki :

tutunler coktan cekip gitmisler masadan.
hemen elindeki kibrit kutusuna donuyor genc adam:

"sen gormedin mi onlari,biraz once burada degil miydiler? sen de sahitsin ! onlar vardi,biraz once buradaydilar! sohbet ediyorduk ustelik ben onlara yanmayi anlatiyordum..."

kibrit kutusu genc adama bakip gulumseyerek "sunu asla unutma..." diyor :


"yanmak; yanmadan,yakmadan anlatilmaz.ve yakilan asla yakan tarafinca hatirlanmaz."

tutunlerin nereye gittigini soruyorsan
"onlar hicbir yere gitmedi,sadece senin icin yandilar.yani senin anlattiklarini sadece bir masal saydilar.
ama sen bilmiyordun,onlar yanmak icin degil,senin icin, yanmak icin yasamaktaydilar."


G,G / Beyoglu

28 Ocak 2012 Cumartesi

birtürlüolduramadımhalkiçinsanat.

Tek çay bardağı getirdiler masaya, peki neden iki sandalye var?




Sen, çay değil kahveye devam ederdin aslında şimdi.Sigaran yanında yoksa, benim sigaram burada...Masada.
Ama benim sigaram farklı.Seviyordun değil mi sen, benim farklı sigaralarımı...Evet, seviyordun.


Hava soğuk.Ama sen hiç üşümezsin.Sen seni sıcak tutacak kazakları seversin. Sıcacık çorapları. Ben üşürüm. Çünki ben, sıcak tutan kazakları, hırkaları, sıcacik çorapları yalnız sende severim. Bu yüzden üşürüm ben, seni beklerken. Sen, muhtelemen bu havada evden çıkmama taraftarısın şimdi. Ama ben çıktım, buradayım.


Yan masamda tanımadığım insanlar, sanat telaşındalar. Konuşup duruyorlar, nefes bile almadan. Çok büyük hayalleri var. Üstüne üstlük hepsini sanki yarın yapabileceklermiş gibi programlı konuşuyorlar, ses tonları da aynı heveste kararlı,
sanki yarın için konuşuyorlar,
o kadar eminler, her şeyin istedikleri gibi olacağından.


Adresleri belli gibiler, sahneleri belli gibiler. Ama değiller!
Hiçbir seyleri yok aslinda ve ortadalar, yarından bahsediyorlar dedim ya; geleceğe de yarın demiyor muyduk biz aslında? 


O zaman üzülmekten vazgeçelim onlara, sonuna kadar haklılar! 
Ama çok fazla telaşlılar.Sokakta olmak, sokakta sanat yapmak gibi fantazileri var.Güzel.
Benim de var öyle telaşlarım. Ama sokakta değil.


İnsanlar sokakta. Hani, sokakta ya insanlar...
Şimdi sokakta yalnız sen varsın benim için. Öyle olmasa, her geçen insanı sen kabul etmezdim bir an. Onlar, sokaktaki insanlar, benim umrumda bile değiller inan. Yani ben, insanların derdinde degilim şu an.Biliyorum böylesi biraz boktan!



Ama hani, sensin ya sokaktaki insanlar, ve sen burada her ne kadar tarafımca "insanlar" olarak da anılıyor olsan, 2.tekil şahıssın neresinden baksan...




ve bu maalesef ''Sen için Sanat'' a denk düşüyor, ne kadar kalabalık da olsan. Yine bu ''Ben için Sanat'' a tekabül ediyorsa bakınca oradan, ben yine kurtulamıyorum o vakit "Sanat için Sanat" mevzuundan!


Hadi hesabı iste de, gidelim buradan. 



  •  G,G/Beyoglu