Bitti artık tamam. Anladım. Bomboş bir yol. Camda sigarasını içen bir kadındın sen, ne oldu? Ağaçların yapraklarına bakardın. Tam 6senebilmemkaçaygüngece. Tamam. Seni çok sevdim ben. Anladım. Hani sen şiir yazardın? "Şarap tortuları ve sigara dumanının hangi yöne nasıl ilerlediği ve bir adamın..."tamam.. Hatırladım. Senden nefret ediyorum ben. Hatırladım. Eskiden severdim şarap içmeyi. Oyunları. Yazarları. Camdan bakmayı. Yapraklar. Belli ki serbest çağrışımla yazmayı seviyorsun. Ama amacımız bu değil. Anladım. Neden dallar toplayıp, yatağının baş ucuna asıyorsun, ve çerçeveler. Neden boş çerçeveleri seviyorsun kadın? Kırışık çarşaflar ve bir yatağın uzaktan görüntüsü seni niçin bu kadar heyecanlandırıyor. Eski eşyalar. Eski olan her şey. Kurtul onlardan. Hayır. Sen de eskisin. Ellerin. Bir kadınınkinden söz etmiyorum. "Bir erkeğin elleri önemlidir. Onları masada nasıl tuttuğu ve..". tamam. Anladım. Hadi, gel de, uyuyayım. Hayal, mavi, soğuk, boşluk. Hatırladım.
"Sevdiği bir adamın deyimi ile koca sesli kadın.Hâl-durum vaziyeti ile kadının hayta olanı.Pekâlâ ağzı bozuk bir hanımefendi.Gerisi masal, gerisi rivayet! "
25 Mart 2017 Cumartesi
6 Mart 2017 Pazartesi
"Bir acının detaysız tarifi."
Aynı yere geldik ge'ne, burası tanıdık, burası eski, sen yoksun, yüksekten bir boşluğa, bir hiçliğe varmak, burada, yokluk, yüzün sözün kadar eski ve soluk, sesin demir gibi soğuk, düşüm yenik, yokluk, biraz deniz olsa, biraz durgunluk, burası eski bi yorgunluk, sanki bir yola çıktım; seni buldum, kaybettim, öyle bir boşluk.
24 Şubat 2017 Cuma
Arılı oda yöntemi ile azaltıyorum sevgimi, arılı oda yöntemi ne diye sorma.
Çok sevdiğin birinin ölümünü hayal ettigin o an gibi seviyorum seni; o kadar net, o kadar hep akılda, gizli, fazla açık bir hayal bu. Öleceği anı tasarlayıp acı çekmenin lüksu bu, belki. Gerçek olsa bu kadar acı çekmez-din değil mi, hissizlik, sessizlik, sonra biraz yaş, ama hayal etmek korkunç, en ufak detayına kadar, o çok sevdiğin adam-kadın yerde yatarken kanı nereye damlamış, saçları hangi yöne doğru dağılmış, yüzü hangi sarıya daha yakın diye sorsalar bin yıl sonra bile hemen hatırlarsın, o kadar net,o kadar gerçek, o kadar rüya gibi. İşte tıpkı o korkunç hayal gibi seviyorum seni. Fazla açık. Olduğunu, dokunduğunu, ve gözlerindeki hareyi, parmak uçlarının boynumda nasıl gezdiğini ve sonra hepsinin yalnızca bir tasarım olduğunu, ölümün bile daha soğutucu, daha kesin, tartışmasız bir yokluk olduğunu. Bir ayrılıktan daha sıcak. Bir hayal bu. Çok açık. Sadece gelip yanına sen uyurken nefes alıp veriyor musun diye kontrol etmek arzusu. Tıpkı o çok sevdiğin kişinin ölümünü hayal ettikten hemen sonra yapmak isteyeceğin tek şey gibi. Nefes aldığını görmek, duymak ve uyumak istiyorum. Çok açık.
19 Şubat 2017 Pazar
Sana bir boşluktan yazıyorum, biraz kısa sürecek, hadi biraz şaşır.
Tepede bi yerdeyim, bi yol tanıdık, daha önce buraya çekmiştik, kaçmıştık, yukarıdan baktığımız, sabahı karşılamadan kaçtığım, gözlerini kapattığın bi yer, sokak köpekleri var, onlara bu sabahlar tanıdık, şarkılardan söz çalmak istemiyorum, iyisi mi sen beni azad et, yüksek bi yerde, üşümüş ellerin, ben aşağıda yahut yukarıda bi yerde yakalarım, aynı yerde tek başımıza olmak, bir anı beraber yakalayıp, tek başına kalabilme cesareti, evime uzak, sana yakın.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)