''Tüm sakinliğimi bir hamam böceği bozdu.Çünkü kendisi bir hamam böceği olmasına rağmen dümdüz, bana doğru koşarak geldi. O devamlı yön değiştiren adam-erkek olduğu her halinden belliydi- istikamet olarak beni seçti ve hedefine doğru başka hiçbir yöne sapmadan geldi. Böyle gelmesine çok sinirlendim ve bağırdım. Hem de çok fazla. Hemen o kararlı halinden çıkıp normaline, yani yönsüzlüğüne dönüp kaçtı. O kadar kaçtı ki, bağırışlarımı değiştirdiği yönden bile duyabiliyordu. Öylece dona kaldı. Antenleri vardı, ne işe yaradığını araştırmak gerek. Zira bu kadar uzun antenlerle bu kadar yön problemi yaşamak doğuştan bir ceza gibi. Ona dedim ki, artık ölebilirsin ve ben hamam böcekleriyle anlaşabileceğimi düşünmüyorum. Keşke ürkütücü, heybetli ve zehirli bir örümcek olarak dünyaya gelseydin. O zaman belki tüylerini sevmeye çalışabilirdim, ama sen bir hamam böceğisin ve tüm insanlık sonsuza kadar hamam böceğini böyle hatırlayacak; Yönsüz, korkak ve mide bulandırıcı. ''
7 Haziran 2014 Cumartesi
*Eğer bir gün, bir haman böceği sizi hayal kırıklığına uğratırsa, yahut herhangi biri; önce üzerinde ağır ağır yürüyün. Sonra, elle tutulabilen en büyük parçayı alıp, mutfak tezgahındaki geçici çöpe atın, salatalık ve domates kabukları arasında belli bir süre sırıtsın, sonra geri alırsınız. Küçük parçaların üzerinde biraz daha seri yürüyün( dönüşlerde zıplanabilir), sonra süpürge makinası yardımı ile hepsini ortadan kaldırın. En büyük parçaya bir an bile olsun saklama arzusu ile bakarak veda edin.
Onu gerçek bir çöpe atın ve bu alana girmeye kalkanlara, küçük parçaların kalmış olma paranoyası ile uyarılarda bulunun:
Burada can kırıldı, ayağınıza terlik giyin!
*Bu kadar basit. Hayal kırıklığı böyle bir şeydir. Buna hayal kırıklığı dersek, birçok arabesk laf oyununa müsait olabilir. Yukarıda bir yerde yapıldı. Geçiniz.
*Buna düş düşüşü diyelim. Düş ile hayal aynı yeri sızlatmıyor ama olsun. Düş düşer, hayal kırılır, kırılgan bir şeydir o, isterseniz gazete kağıdına sarıp taşıyın, yahut nereye gidersem yanımda taşırım derseniz, valizin içinde kıyafetlerin ortasına sıkıştırabilirsiniz.
*Çok sıkılırsanız bu hayalden ve düş aleminden, bir kayalıktan bırakıverirsiniz düşünüzü, düşüşünü görmekten büyük bir haz duyabilirsiniz, bir caretta caretta ile yüzer belki, belki caretta bunu bir saldırı olarak algılar ve düşünüzü yaralar!
*Belki bu kadar uzun sürmesin dersiniz bu iş ve balıklara yem yaparsınız, olmaz mı?
Oltada kalamarı görünce gelmeyebilirler düşünüze ama baştan söyleyeyim. Yani bir kalamar sizin düşünüzden daha ilgi çekici olabilir. Bunu kabullenmek gerekir.
* İsterseniz, düşünüzü alıp bir dağ kekiğinin yanına ekebilirsiniz, sonra sizin düşünüzü bir keçi yer ve etini kekik kokuyor diye severler. Onu keserler. Dilerseniz kendi düşünüzü üç öğün yemek şartıyla, kesilmeyi talep edebilirsiniz. *Kimse bunu sevmeyebilir. Bunu da kabullenmek gerekir. Zira henüz insan eti yenmiyor. Yağmalanıyor, öldürülüyor, lime lime ediliyor insan, üzerine bomba atılıyor. Ama henüz yenmiyor! Çünkü tütsülenmiş insan etini keşfetmedi daha insanoğlu, hayret!
* Düş kırıklığı yahut daha çok kullanılan haliyle hayal kırıklığı, bu yazının dokunduğu yerlerde yeşeriyor, insanlığın tamamını kaplıyor olabilir. Ona istediğinizi yapın. Bir hamam böceği yahut bir adam tarafından büyük bir hayal kırıklığına uğratıldıysanız, kusmadan önce bunların hepsini hatırlayın.
*Ezerek öldürme mevzuuna gelince, dikkatli ve muntazam davranmanızı öneniririm, bunu yaparken yüksek ses müzik açabilirseniz, çıkacak o küçük sesi duymazsınız, bacakları gövdeden ayırmadan bu işi yapabilirseniz, yeni hayal kırıklıkları getirecek olan bu adamlara karşı daha seri ve profesyonel olabilirsiniz.
* Çünkü bazı insanlar böcek gibidir, ezersen ölür. Bir adamın yahut bir hamam böceğinin hayal kırıklığı yaratabilmesinin mümkün olduğu bir dünyada, nasıl diye sorarsan;
işte böyle böyle delirdik.
NÛR KATRE
Deli Kadın Dergisi 3.Sayı